Sanayi 4.0 (Industry 4.0) terimi yabancı yayınlarda en sık kullanılan terminoloji olmakla beraber zaman zaman ‘Industrial Internet’ ve ‘Digital Factory’ terimleri de karşımıza çıkmakta. Sanayi 3.0, münferid makinaların ve süreçlerin otomasyonuna odaklanmış iken yaşamakta olduğumuz Sanayi 4.0 çağı, maddi/aktif varlıkların uçtan uça (end-to-end) dijitaleştirilerek, dijital ekosistemde yer alan değer zinciri paydaşları ile entegrasyonuna odaklanmaktadır. Bu çağda fiziksel dünya ile sanal dünya birbirine entegre oluyor. Verinin (data) eksiksiz (seamless) üretilmesi, analizi ve aktarımı Sanayi 4.0 çalışmalarının en önemli gelişim alanlarındandır; bu çağın sunduğu değerler (value) pek çok yeni teknolojinin, ağ örgüleri (network) üzerinden uyumlu çalışması ile mümkün olmaktadır.

 

Ülkemizin neredeyse her on yılda bir yaşadığı şiddetli ekonomik darboğaz/krizin tekerrür ettiği bu dönemde şirketlerin hakim ortaklarının ve tepe yöneticilerinin korkuya kapılması ve tüm enerjisini-zamanını, düşünme/muhakeme kapasitesini şirketleri ile ilgili hayatta kalma çarelerine tahsis etmesi doğaldır. Ancak, kâmil insanların ifadesiyle ‘bu da geçer yahu’ gerçeğini de hatırda tutarak, darboğaz/kriz sonrası dönemde rekabetçi gücün sağlanabilmesi için bugünün zorlu gündeminde dahi geleceği zihnimizde tasarlamamız kaçınılmazdır. Akıllı şirketler, darboğazları/krizleri öngörüp, duruma göre vaziyet alırken, darboğaz/kriz sonrası dönemde de kurumsal geleceklerini-sürdürülebilirliklerini-rekabetçi üstünlüklerini inşa etmek/korumak üzere zor dönemlerde de yetkinliklerini ve kaynaklarını bu amaca uygun zekice yönetirler. Yani, etraf ‘doz-duman’ içinde olsa da, ‘toz-duman’ın yatışacağı döneme hazırlık yapmak ferasetli bir tercih olur.

 

Sanayi 4.0 devrimi büyük bir ivme ile mevcut iş modellerini altüst ederek tüm dünyada yayılırken oluşmakta olan manzara hakkında bazı verileri bu yazıda ele alacağım.

 

Sanayi 4.0 çağı üç saç ayağı üzerinde yükselmektedir:

  1. Dikey ve yatay değer zincirlerinin dijitalleştirilmesi ve entegrasyonu: Şirket genelindeki dikey süreçlerin, örneğin, ürün geliştirme, satın alma, imalat, lojistik ve satış sonrası hizmetlerin dijitalleştirilmesi ve entegrasyonununu kapsar. Operasyonel süreçler, süreçlerin verimliliği, kalite yönetimi ve operasyonel planlamalarla ilgili bütün ‘real-time’ veriler, arttırılmış gerçeklik (augmented reality) ile desteklenerek entegre ağlar üzerinden en optimal şekilde sunulmaktadır.

Yatay entegrasyon, şirket dışındaki değer zinzciri üzerinde yer alan tedarikcilerden müşterilere            kadar tüm paydaşları ve bu bağlamda gerekli takip/izleme fonksiyonlarından, planlama-                        uygulama aşamalarına kadar tüm süreçlerin ‘real-time’ ortamda takibine olanak veren                            teknolojileri kapsar.

2. Ürün ve hizmet sunumlarının dijitalleştirilmesi: Mevcut ürün/hizmetlerin, akıllı sensor ve                      iletişim cihazları ile desteklenmesi ve bunların veri (data) analiz araçları ile uyumlu çalışmasını            ve entegre çözümlere odaklı yeni dijital ürünlerin sunulmasını kapsar. Verileri toplama ve                      analiz işlemlerinin entegrasyonu sayesinde şirketler, ürün-hizmetlerin kullanımları hakkında                elde ettikleri güncel tespitleri son kullanıcıların artan/değişen ihtiyaçlarını dikkate alarak ürün-            hizmetlerinde gerekli değişiklikleri yapma imkanını elde etmektedirler.

3. Dijital iş modellerini hayata geçirilmesi ve müşteriye erişim: Çağın başarılı şirketleri veriye                  dayalı, entegre platformlar üzerinden sunulan ‘yıkıcı’ (disruptive) dijital çözümleri hayata                      geçirmektedir. Söz konusu ‘yıkıcı’ iş modelleri yeni gelir kapılarını açmakta ve etkin müşteri                  etkileşimi ile müşteri erişiminin devamlılığını kolaylaştırmaktadır. İlgili ekosistem içinde                        hazırlanan ve sunulan ürün-hizmetler müşteri tatminini sağlamaktadır.

 

Farklı kıtalarda yer alan 26 ülkedeki 2000 den fazla üst düzey yöneticinin katılımı ile yapılan ve 2020 yılının sonuna kadarki dönemi kapsayan PwC’in ‘Industry 4.0: Building the Digital Enterprise’ başlıklı araştırmasının sonuçları şöyle:

  1. Dijitalleşme, kuantum sıçramalarla yüksek performans getirecek: Gelirlerin yılda ortalama %2.9 oranında artacağı, maliyetlerin ise yılda ortalama %3.6 oranında düşeceği öngörülüyor. Katılımcıların yanıtlarına göre şirketlerinin yılda ortalama 421 milyar USD tasarruf sağlayacağı, gelirlerinin ise yılda ortalama 493 milyar USD artacağı öngörülmüştür,

2. Güçlenen müşteri ile dijital ilişkilerin kurulması: Değer zincirinin sürekli yenilenmesi sürecinde            müşteri daima merkezde olacaktır. Ürün-hizmetler ve sistemler müşterilerin ihtiyacına göre                 ‘kişiye özel’ hale getirilecektir. İhtiyaçlar, veri analizlerinin çıktılarına göre tespit edilecektir.                 Platform işletmeciliği (Amazon, Apple, eBay, Facebook, Google, Microsoft) çok önem                               kazanacaktır; başarılı büyümenin ana unsuru platform işletmeciliğidir. Süratli çalışarak pazarda           platform pozisyonu biran önce elde edilmelidir.

3. Büyük dijital dönüşümü başarmak için çalışanlara ve kurumsal kültüre odaklanılmalıdır:                       Katılımcılar, uygulamada karşılarına çıkan en büyük zorluğun doğru teknolojinin seçiminden               ziyade şirketlerinde dijital kültürün ve becerilerin bulunmamasını dillendirmişlerdir. Bu tespit,             PwC’nin on yıldan fazla süredir sürdürdüğü Digital IQ araştırmalarının çıktıları ile                                   örtüşmektedir. Bu çalışmalarda ana mesele olarak, dijital dönüşümün önündeki en büyük                     zorluk, bu dönüşümü gerçekleştirecek çalışanların birikimi, düşünme tarzı, dünya görüşü,                     değişime uyumu, yeni yetkinliklerin sahiplenilmesi gibi insan faktörü boyutları ortaya                             çıkmaktadır. Şirketlerin sağlam bir dijital kurumsal kültür inşa etmesi ve değişim sürecinin                   dirayetli bir liderlik altında sürdürülmesi zorunludur. Şirketlere, dijital dünyanın yetenekli                     ‘yerlileri’ni cezbetmek gerekmektedir. Mevcut çalışanların, dijital ortamın gerektirdiği                             yetkinlikleri kazanabilmeleri için eğitim fırsatlarından yararlandırılmaları kaçınılmazdır.

 

  1. Veri Analizi ve ‘Dijital Güven’ (digital trust) Sanayi 4.0 devriminin temel unsurlarıdır: Veri Analiz’i için devrimin ‘atar damarı’ yakıştırması da yapılabilir. Dijital bir şirketin oluşması öncelikli olarak geçerli bilgiye çok süratli bir şekilde ulaşılması ile mümkündür. İleri sürülecek öngörüler ve hayata geçirelecek aksiyonların kalitesi-geçerliliği elde edilecek verilerin kalitesi ile sınırlı olacaktır. Temponun arttığı ortamda karar verme süreçlerinin ve karar yetkilerinin gerçekci olarak düzenlenmesi gerekmektedir.

Dijital ekosistemlerin büyüdüğü, dijital platformların pazarlara hükmettiği ve değer zincirleri                paydaşlarının genişlediği ortamda elde edilen bilgilerin, özellikle müşteri bilgilerinin dürüstçe,              gizlilik ilkeleri uyarınca muhafaza edilmesi büyük önem taşımaktadır.

5. Şirket çapında sağlam bir veri analiz yetkinliğinin oluşturulması önemli örgütsel yapılanmaları             gerektirmektedir: Araştırmaya katılan şirketlerin yarısı sadece veri analizi fonksiyonuna sahip               özel birimler oluşturduğunu beyan etmişlerdir. Bu ekipler ya şirket merkezinde veya iş                           birimlerinde (business unit) faaliyet göstermektedir. Katılımcı şirketlerin %38’i ise gerektiğinde           (ad-hoc) ana işleri yanısıra veri analiz becerisine sahip çalışanlardan hizmet alındığını                             belirtmişlerdir. Katılımcıların %9’u şirketlerinde veri analiz yetkinliğinin bulunmadığını                         bildirmiştir.

6. Sanayi 4.0 devrimi küreselleşmeyi zorlayacaktır. Dijitalleşme açısından ülke/bölge bazında                  farklılıklar olacaktır: Sanayi 4.0 çağı, sınırları aşan dijital ağları (networks) ve ekosistemleri                  oluşmasına yol açacaktır. Dijitalleşmenin ülke/bölge bazında farklılıklar sergilemesi                                beklenilmelidir.

Japonya ve Almanya’daki şirketler, iç süreçlerini dijitalleştirmekte ve yatay entegrasyon ile                    ekosistemdeki paydaşlarla işbirliği yapma konusunda dünyada lider konumunda                                      bulunmaktadırlar. Bu iki ülkede genellikle dijital dönüşüm, operasyonel verimliliğinin                            artırılması, maliyet tasarrufunun ve kalite güvencesinin sağlanması olarak anlaşılmaktadır;                    teknoloji ve çalışanların eğitimi için yoğun yatırımlar bu bakış açısına parallel yapılmaktadır.                A.B.D de ise ürün-hizmetlerin süratle dijitalleştirilmeleri için harekete geçildiğinden, şirketlerin          daha ziyade yıkıcı iş modelleri geliştirmek üzere yatırım yapmakta oldukları tespit edilmiştir.                Çin’de dijitalleşmenin her kanatta olduğu görülmektedir. Dijitalleşme çalışmaları sonucunda                hem maliyet tasarrufu hem de dijital gelirlerin artması beklenmektedir. Çinli şirketlerin esnek              ve dijital değişime açık ve uyumlu oldukları görülmektedir.

7. Büyük yatırımlar büyük başarılar getirecek: Araştırmaya katılan şirketlerin 2020 yılına kadar                yılda ortalama 907 milyar USD dijital yatırım (sensörler, ‘connectivity’ cihazları, yazılım,                       ‘manufacturing execution system-MES’ app) yapacakları tespit edilmiştir. Çalışanların eğitimi               için de yatırımlar öngörülmektedir. Örgütsel yeniden yapılanmalar da şirketlerin aksiyon                       planlarında yer almaktadır.

Çalışmaya katılan şirketlerden yarısından fazlası, yıllık toplam gelirlerinin ortalama 5% oranında         Sanayi 4.0 yatırımlarına tahsis edeceklerini ve  yatırımlarının en fazla iki yıl içinde geri dönmeye         başlayacağını öngördüklerini belirtmişlerdir.

 

Sanayi 4.0 çağı ile ilgili yukarıdaki tespit ve öngörülerin ışığı altında aşağıdaki sorular bu çağda            değer yaratmak üzere varolabilmenin yol haritasını tanımlayabilir diye düşünüyorum:

  • Değişen dünyanın öngöstergelerini teşhis etmek için ne tür araç ve düşünce haritalarına ihtiyaç duyuyorsunuz?
  • Geleceğin bugünden farkı neler olacak?
  • Gelecekte rekabet arenası nasıl olacak?
  • Sektörler arasındaki sınırlar nasıl belirsizleşek?
  • Mevcut ve potansiyel müşterilerinizin müşterileri nasıl değişecek?
  • Şirketinizin varolma amacı-nedeni nedir?
  • Şirketinizin, değer zinciri üzerindeki yeri nedir?
  • Değer zincirindeki diğer paydaşlara nazaran daha iyi değer sunarak şirketinizin pozisyonunu daha nasıl güçlendirebilirsiniz?
  • Şirketinizin bugünkü değer önerisi nedir? Rakiplerinizinkinden fakı nedir?
  • Müşterileriniz nasıl bir sonuça (outcome) ulaşmak üzere şirketinizin ürün-hizmetlerini kullanıyor?
  • Tatmin, hayat kalitesi ve üretkenlik bazında müşteriniz nezdinde yarattığınız anlamlı farklılıklar çercevesinden başarınızı ölçtüğünüzde şirketinizi nerde görüyorsunuz?
  • Ürün-hizmetlerinizi daha farklı yöntemlerle üretip sunduğunuzda müşterilerinizin daha iyi sonuçlara (outcome) ulaşmalarını sağlamış olur muydunuz?

 

‘Sanayi 4.0’ terimini ilk kez 2011 de Hannover Sanayi Fuarı’nda Bay Henning Kagerman (Acatech Başkanı, Almanya Bilim ve Mühendislik Ulusal Akademi Başkanı) kullanmıştı. Bay Kagerman’ın önemsediğim şu açıklaması, tozun dumanın birbirine karıştığı bu ortamda dahi dikkatinizi çekebilir: ‘Platformları kim kontrol ederse, geleceğe de o hükmeder’ (Kaynak: Germany’s Industry, Does Deutschland do Digital? The Economist, 21 Kasım 2015)